BURSA'DA BALKAN GÖÇMENLERİ PDF

Title BURSA'DA BALKAN GÖÇMENLERİ
Author Raif Kaplanoğlu
Pages 13
File Size 1.2 MB
File Type PDF
Total Downloads 695
Total Views 830

Summary

BURSA'DA BALKAN GÖÇMENLERİ Raif Kaplanoğlu* *Bursa Araştırmaları Vakfı Genel Sekreteri ([email protected]) Giriş Bursa'ya, tarihi süreç içinde çok çeşitli göç akınları olmuştur. Özellikle 19. yüzyılda İmparatorluk yitirdiği topraklar nedeniyle büzüşünce, yaşanan göçlerle Bursa, imp...


Description

Accelerat ing t he world's research.

BURSA'DA BALKAN GÖÇMENLERİ Raif Kaplanoğlu

Related papers

Download a PDF Pack of t he best relat ed papers 

MÜBADELE GÖÇMENLERİ VE BURSA MÜBADELE GÖÇMENLERİ VE BURSA MÜBADELE GÖÇMENL… Hacer karabağ, Raif Kaplanoğlu MÜBADELE ÜZERİNE BİRKAÇ BELGE Hacer karabağ 20- Bat um Göçmenleri (1914-1930) zehra aslan

BURSA'DA BALKAN GÖÇMENLERİ Raif Kaplanoğlu* *Bursa Araştırmaları Vakfı Genel Sekreteri ([email protected]) Giriş Bursa'ya, tarihi süreç içinde çok çeşitli göç akınları olmuştur. Özellikle 19. yüzyılda İmparatorluk yitirdiği topraklar nedeniyle büzüşünce, yaşanan göçlerle Bursa, imparatorluğun adeta bir minyatürü olmuştur. Bursa, imparatorluğun hemen her köşesinden gelen göçler sonunda çok kültürlü bir kent olmuştur. Bursa, yedi kez büyük göçmen akınına uğramıştır. Bunların ilki, Bursa’nın fethiyle olmuştur. Birçok gazi ve abdallar, müritleriyle ve aşiretleriyle Türkistan’dan gelip yerleşmişlerdir. Orta Asya'dan gelenler Tatarlar'a, Konya Ereğli'sinden gelenler Şekerhoca Mahallesi’ne, Sivas'tan gelenler Sivasiler Mahallesi'ne, İran ve Azerbaycan'dan gelenler Acemler Mahallesi’ne, 1 Bozkuş aşiretinin bir bölümü de Nalbantoğlu Mahallesi'ne yerleşmişlerdir. 1530-1570 yılları arasında, Celalilerden kaçanların Bursa'ya sığınmaları nedeniyle ikinci kez büyük bir göç akınına uğramıştır. Bu yıllarda Bursa'nın nüfusu iki misli artmıştır. Üçüncü büyük göç ve nüfus artışı, 19. yüzyılın ikinci yarısında olmuştur. Bursa bu dönemde, Doğu'dan gelen Ermeni göçleriyle, 1880'li yıllarda 93 Göçmenlerinin yerleşmesiyle büyük bir nüfus artışı yaşamıştır. 1303/1885 tarihli sayımı ile 1913 yılı sayımı arasında Bursa Sancağı'ndaki nüfus arasında büyük bir fark görülür. Bu fark, büyük ölçüde göçmenler 2 nedeniyle oluşmuştur. Balkan Savaşı sonrasında, işgal altında kalan bölgelerdeki Türklerin bir bölümü Bursa'ya göçmüştür. Bursa’ya gelen Balkan göçmenlerinin iskân işi, ancak I. Dünya Savaşı’ndan sonraya kalmıştır. I. Bursa'ya gelen Balkan göçmeni sayısı 1912-13 yıllarında yaşanan Balkan Savaşları, Türkler için tam bir felaket olmuştur. Bu savaşta 200 bini Bulgarlar tarafından zorla gönderilenler olmak üzere 400 bini aşkın Türk, 3 yaşadıkları topraklardan Türkiye’ye göç ettirilmiştir. Balkan göçleri, sadece Balkan Savaşı döneminde değil, Kurtuluş Savaşı sonuna kadar da sürmüştür. Nitekim 400 bini aşan Balkan göçmenlerinin ancak 117.352'si, 1912-13 yıllarındaki Balkan Savaşı sırasında gelmiştir. 1920 4 yılına kadar gelen toplam göçmen sayısı ise 413.922’ye yükselmiştir. Balkan Savaşı sonrasında, işgal altında kalan bölgelerdeki Türklerin bir bölümü de Bursa'ya göçmüştür. Edirne'nin istilasından sonra Konya'ya sevk edilen göçmenlerin bir kısmı Bursa'da iskân edilmiştir. Bursa’ya değişik zamanlarda pek çok göçmen gelmiştir. 4 Kasım 1912 tarihinde; Tekirdağ, Büyükçekmece ve Silivri’ye sığınan göçmenlerin bir kısmı Mudanya ve 5 Gemlik iskelelerine gelmiştir. Bunun üzerine "10 Temmuz" gemisi ile 4 bin göçmen Bursa'ya 6 yollanmıştır. İzmir’e giden Orano vapuru, İstanbul yoluyla yolcularını Bursa’ya 1 Raif Kaplanoğlu, Doğal ve Kültürel Anıtlarıyla Bursa, İstanbul 2003, s.20 2 1303/1885 yılında Bursa Sancağı'nın nüfusu 248.253 iken, 1312/1894 yılında 295.335'e, 1324/1906 yılında 357.265'a, 1913 yılında ise 535.654’e yükselmiştir. (Salname-i Vilayet-i Hüdavendigar, Vilayet Matbaası, Bursa H.1303, s.69; Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi, Vilayet Matbaası, Bursa H.1312, s.370) 3 Beğlan Toğrol, 112 Yıllık Göç (1878-1989), İstanbul 1989, s. 71 4 Oğuz Arı, Bulgaristanlı Göçmenlerin İntibakı, Rekor Matbaası, Ankara 1960, s.106 5 BOA, BEO, Nr.308084 6 Alemdar gazetesi, 8 Kasım 1912; Ahmet Halaçoğlu, Balkan Harbi Sırasında Rumeli’ den Türk Göçleri (19121913), TTK, Ankara, 1994, s. 60

göndermiştir. İstanbul’dan Anadolu’ya yollanan göçmenlerden, sadece iki günde Bursa’ya 7 1.500 göçmen gelmiştir. 1912 yılı Kasım ayına kadar Bursa’ya gelen göçmen sayısı Hikmet gazetesinde yer alan bir haberde 8 bin olarak yazılmış iken başka kaynaklara göre Bursa'ya 8 gelen göçmen sayısının 18 bine yaklaştığı belirtilmiştir. Justin McCarthy 1912–1915 yılları 9 arasında Hüdavendigar Vilayeti’ne 14.993 göçmen geldiğini tespit edilmiştir. 1927 yılında yayınlanan Bursa Havalisi Coğrafisi adlı kitapta, en yoğun göçmen yerleşimin Bursa olduğu ifade edilerek, Bursa ilinde toplam olarak 81.265 göçmenin yerleştirildiğini yazmaktadır. Bu sayı, Balkan Savaşı sonunda gelip de Büyük Savaş nedeniyle 10 yerleştirilememiş olan Balkan göçmenleri ile mübadele göçmenlerinin ortak sayısıdır. Bir başka kaynağa göre ise 1912-1930 yılları arasında Bursa merkeze Rumeli'den 56 bin göçmen gelip yerleşmiştir. II. Balkan Göçmenlerinin İskânı Bursa’ya gelen Balkan göçmenlerinin iskân işi savaşlar nedeniyle yapılamamıştır. Çünkü Balkan Savaşı'nın ardından I. Dünya Savaşı’na girilmesi, göçmen sorunlarıyla yeterince ilgilenmesine imkân vermemiştir. Balkan Savaşı sonunda; Yunanistan, Girit, Sakız, Midilli'deki Müslümanlar, yerli Rumların baskıları sonucu emlak, akar ev ve mallarını terk ederek, Osmanlı sınırlarındaki her hangi bir yere sefil, çıplak bir halde zorunlu göç ettiklerini 11 Bursa gazeteleri yazmaktadır. Bu göçmenler ilk aşamada Bursa'daki medrese, cami, hamam, 12 han, mektep ve oteller gibi yerlere yerleştirilmişlerdir. Balkan göçmenlerin kısmı da 13 Altıparmak'taki Rumeli Oteli'nde kaldığı anlaşılmaktadır. Devlet, göçmenlerin sorunlarını izlemek için üç kez Göçmen Komisyonu kurmuş, daha sonra fes etmiştir. İlk kez 1860 yılında, göçmenlerin sorunlarını izlemek üzere göçmen komisyonu kurmuş, ancak sonra feshetmiştir. 13 Ağustos 1877 tarihinde, Rus Savaşı sonunda yeniden "Muhacirin Komisyonu" yeniden kurulmuştur. 25 Ocak 1878 tarihinde ise bu komisyona bağlı olarak İzmit, Mudanya, Bandırma ve Gemlik’te birer memur bulundurulmasına karar 14 verilmiştir. 27 Kasım 1897 tarihinde Sultan’ın fahri başkanlığı altında Komisyon-i Ali adı 15 altında yeniden kurulmuştur.

7 Alemdar gazetesi, 27 Kasım 1912 8 (Hikmet, Sayı 105, 15 Kasım 1912) İkdâm gazetesine göre ise, göçmenlerin sayısının 18.000’e yaklaştığı belirtilmiştir. (Sayı 5655, 17 Kasım 1912). 9 J. McCarthy, Ölüm ve Sürgün, İst. 1996, s.184 10 Cenubu Marmara Havalisi Bursa Vilayeti Coğrafisi, Bursa, 1927, s.91 11 Mücahede gazetesi, 17 Haziran 1919 12 Alemdar gazetesi, 27 Kasım 1912; Ahmet Halaçoğlu, Balkan Harbi Sırasında Rumeli’ den Türk Göçleri (1912- 1913), TTK, Ankara, 1994, s.48, 78 13 Edirne belediye kâtibi Alaaddin de bunlardan biridir. (Ertuğrul gazetesi, 11 Aralık 1913) Yine bir başka gazete haberine göre; 5 nüfus Rumeli göçmenli, Rumeli Oteli'ne yerleştirilmiştir. Burada kalan bu ailenin bu sırada doğum yaptığı anlaşılmaktadır. (Ertuğrul gazetesi, 25 Aralık 1913) 14 Hüdavendigar gazetesi, Sayı 2437, 20 Aralık 1911 15 Bu yönetmelik, 13 Mayıs 1913’de çıkmıştı. Yönetmelik, nizamât defterine işlenmiş ve yürürlüğe girmiş, uygulaması ise Dâhiliye Nezareti sorumlu tutulmuştur. Bu yönetmelik, göçmenlerin kabulü, göçmen müdürlüğünün görevleri ve iskân adı altında dört bölümden oluşmuştur. Adı daha sonra "Muhacirin Komisyon-i Ali" adını almıştır. 1913 yılında genel müdürlük olarak Dâhiliye Nezareti'ne bağlanmıştır. Sonra da bir "İskân-ı Muhacirin Nizamnamesi" hazırlanıp çoğaltılmıştır. Ancak daha sonra bu yönetmeliğin göçmenlerin iskânları için yeterli olmadığı görülünce, bazı değişiklik yapılmıştır. 15 Şubat 1915 tarihli genel bir bildiride ise, İskân-ı Muhacir’in 31. maddesinde; "muhacirlerin akrabası olanları, akrabalarına veya yakın yerlere yerleştirilmesine dikkat olunacaktır" ifadesini bahane eden göçmenlerin iskân kurallarına uymadığı tespit edilmiş, bunların tekrar

16

Bursa'da da, 1888 yılında ilk kez bir göçmen komisyonunun kurulması gerekli görülmüştür. Ancak ne gariptir ki, 1305/1887 tarihinde M.Kemalpaşa'da bir göçmen komisyonu 17 bulunmaktadır. Nitekim daha sonra 1892 yılında Orhaneli ve Yenişehir,18 1899 yılında 19 20 Karacabey, 1903 yılında da İnegöl ilçelerinde göçmen komisyonları kurulmuştur. Bu göçmen komisyonlarında Türk üyelerle birlikte Rum ve Ermeni üyelerin yer alması, bu göç süreci içersinde Müslüman göçmenlerinin yanı sıra, Doğu'dan Ermeni, Yunanistan'dan da Rum göçleri olduğu göstermektedir. 1920 yılından sonra muhacirin müdürlüğüne, ünlü işbirlikçi Aziz Nuri getirilmiştir ki, uzun süre bu unvanı sömürmüş, sonra da vali vekili 21 olmuştur. 1913 yılındaki bir gazete haberine göre; Edirne ve civarından Bursa'ya gelen göçmenlerden 22 ocak sahibi olanların bir deftere yazılıp Valiliğe sunulduğu anlaşılmaktadır. 30 Kasım 1915 tarihli gazetedeki "Muhacirin Hakkında" başlıklı bir yazıda ise: "Merkez vilayeti muhacirin idaresince (kayıtlı) olup alel-acel iskân (edilip), Mudanya kazasına sevk olunan muhacirlerinden" bazılarının yerlerini beğenmeyip firar ettikleri belirtilmiştir. Bu gazete haberinden iskân edilen göçmenlerin tek tek nerede oturması gerektiğine ilişkin kayıt edildiği anlaşılmaktadır. Yine aynı habere göre, Balkan göçmenlerinden yaşı gelenlerinin askerlik 23 hizmetini yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Tüm önlemlere karşın, Balkan Savaşı sonunda meydana gelen Dünya Savaşı sırasında Balkan göçmenleri iskân edilememiştir. Göçmenler çok zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmüştür. Balkan göçmenleri, 1915 yılında Ermenilerin göçürmesiyle boşalan köylere, kısmen devlet 24 eliyle, kısmen de fiili durum yaratılarak yerleşmiştir. Devletin de bu duruma göz yumduğu gözlenir. Nitekim İl Genel Meclisi kararlarına göre, İnegöl’ün Ermenilerden boşalan Yenice 25 ve Cerrah köylerine, Balkan göçmenlerinin geçici olarak iskân olunması görüşülmüştür. Devlet, göçmenleri yerleştirmek için boş arazi ve çiftlikler aramıştır. Göçmen Komisyonu bu 26 amaçla Bursa’daki bazı çiftliklerin satın alması için bir mühendis göndermiştir. Sahibi bilinmeyen araziler konusu görüşülüp Başköy’de 300 dönüm sahipsiz arazinin göçmenlere 27 tahsisinin yapılması İl Genel Meclisi'nde görüşülmüştür. eski yerlerine geri döndürülmeleri istenmiştir. (H. Yıldırım Ağanoğlu, “Türkiye’de Göç ve Göçmen Meselesi”, İstanbul Üniversitesi SBE, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1999, s. 80-81) 16 Salname-i Vilayet-i Hüdavendigar, Vilayet Matbaası, Bursa R.1305, s.41 17 Salname-i Vilayet-i Hüdavendigar, Vilayet Matbaası, Bursa H.1306, s.54 18 (Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi, Vilayet Matbaası Bursa H.1310, s.165, 217) Orhaneli ilçesinde Göçmen Komisyonu'nun ilk olarak kurulması ilginçtir. Çünkü diğer ilçelere karşın, bu ilçeye hemen hemen hiç göçmen yerleştirilmemiştir. Olasılıkla bu komisyon, dağdaki göçer aşiretlerin yerleştirilmesi görevini yürütmek için kurulmuştur. Nitekim bu tarihlerde Orhaneli'ndeki çokça köy, bu aşiretlerin yerleştirilmesi ile kurulmuştur. 19 Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi, Vilayet Matbaası, Bursa H.1316, s.103 20 Hüdavendigar Vilayeti Salnamesi, Vilayet Matbaası Bursa H.1320, s.178 21 Hüdavendigar gazetesi, No.2946, 2 Eylül 1920 22 Ertuğrul gazetesi, Sayı 166, 21 Nisan 1913 23 Hüdavendigar gazetesi, Sayı 2691, 30 Kasım 1915 24 Nitekim göçmen müdürlüğü, Midilli ve Girit göçmenlerinin, adalara ve kıyılara yerleştirilmesi konusunda Hüdavendigar Vilayetine telgraf gönderilmiştir. (BOA DH. ŞFR, Dosya 63, V.88; DH. ŞFR. Dosya 93, V. 246; BOA, DH, ŞFR. 54-A/357) 25 Hüdavendigar Vilayeti Meclisi Umumi 1334/1916 Senesi Müzakeratı (Bursa 1337) s.66 26 Alemdar gazetesi, Sayı 342, 26 Nisan 1913; Ahmet Halaçoğlu, Balkan Harbi Sırasında Rumeli’ den Türk Göçleri (1912- 1913), TTK, Ankara, 1994, s.118 27 1340/1924 T.C. Bursa Vilayeti Meclisi Umumi Müzakerat Zabıtnamesi, s.170

Bursa'ya gelen Balkan göçmenleriyle bir mahalle kurulmasına karşın, Balkan göçmeni köyü 28 kurulmamıştır. Bunun nedeni, Balkan göçmenlerinin ufak guruplar halinde gelmesidir. Bu nedenle ufak guruplar halinde, köylere ve mahallere dağıtılmışlardır. II.A. Balkan Göçmenlerinin İskân Sorunları Balkan Savaşı'nda malları gasp edilen göçmenlere duyuru yapılarak, paralarının ödenmesi 29 için çalışma yapılmıştır. Yine çok sayıda göçmen, ailelerinden kopup geldiği için birbirlerini kaybetmişlerdir. Bazen de savaş sonunda çocuklarını kaybeden babalar, çocuklarını aramak 30 üzere Bursa gazetelerinde ilanlar vermiştir. İşgal bölgelerinden gelen Balkan göçmenlerin 31 Bursa'ya geldikten sonra, nüfus kayıtlarının yenilenmesi için de gazetelere ilan verilmiştir. Ancak Balkan göçmenlerinin iskânı ve devlet tarafından yardımlar ancak 1924 yılından sonra, Mübadil göçmenlerle birlikte gerçekleşmiştir. Nüfus Müdürlüğü sürekli ilanlar vererek, 32 göçmenlerin nüfusa kayıt olmaları konusunda bilgi verilmiştir. Balkan göçmenleri içinde Makedonya ve Kosovalı Türk ve Arnavut göçmenleri çoğunluktadır. Ancak Arnavutların sert ve inatçı olmalarından dolayı, iskânın oldukça zorluk çekildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle devletin Arnavut ve Boşnak göçmenlere karşı 33 uyguladığı iskân siyasetinde birtakım önlemlere başvurduğunu görülmüştür. Hatta 26 Nisan 1914 tarihli gönderilen gizli bir bildiride; Arnavutların bazı şehirlere yerleşmesini yasaklamıştır. Bu nedenle, Arnavut göçmenlerini ufak guruplara bölünmüş, toplu olarak 34 yerleşmelerine izin vermemiştir. Aslında devlet izin verse de Arnavutlar, ufak aile gurupları olarak göç ettiği için bir köy kuramamışlardır. Gerçekten de Bursa'nın hemen her köyünde bugün 3-5 hane Arnavut bulunurken, hiç bir Arnavut köyü bulunmamaktadır. Oysa Arnavutlardan daha az göçmen grubu olan Boşnaklar, Bursa'da 10'dan fazla köy kurmuşlardır. Bununla birlikte Arnavut göçmenlerin yerleştirildikleri köylerde yerli halk ve ya farklı göçmen grupları da bir takım sıkıntılar içinde olduklarını öğrenmekteyiz. Nitekim Karacabey’de Çerkes ve Arnavutlar arasındaki çatışmalarda masum insanların telef olduğu 35 anlaşılmaktadır. Tüm bu sıkıntılar nedeniyle. Balkan Savaşı sonra gelen Arnavut göçmenlerin dayanışması amacıyla "Arnavut Teavün(Yardım) Cemiyeti", 1919 yılından önce 36 kurulmuştur. 1915 yılında Bursa'daki Ermeniler Suriye'ye gönderilirken, sahildeki Rumlar da iç kısımlara sürülmüştür. Boşalan bu köylere, kısmen devlet eliyle, kısmen de fiili durum yaratılarak 28 Hüdavendigar gazetesi, no.2499, 5 Mart 1912 29 "Gerek istilaya uğrayan yerlerden, gerek Edirne ve havalisi ile çevresi (...) ve henüz gelmemiş olan göçmenlerinden işgal devletleri tarafından malları elinden alınmış veya yakılmış... (olanlara paraları verilecek.)" (Ertuğrul gazetesi, 26 Ağustos 1913) 30 Nitekim Balkan Savaşı sonunda Selanikli Davut Bey-zade Mustafa Bey Balkan Savaşı'ndan sonra kaybolmuş, sonra da Bursa'da olduğu öğrenilmişti. Bu nedenle oğlunun bulunması için ilan vermişti. (Ertuğrul gazetesi, 30 Haziran 1914) 31 Manastır ve Kosova illerinden gelenler 15 gün içinde nüfus idaresine başvurarak Osmanlı tezkeresi almaları istenir. (25 Şubat 1914) 32 Ertuğrul gazetesi, 3 Mart 1914 33 Bosna'dan kaçarak Bursa'ya mülteci sıfatıyla gelenler hakkında ne tür bir işlem yapılacağına dair Hüdavendigar Göçmen Müdürlüğü'ne bir yazı yazılmıştır.(BOA, DH.SN..THR. Dosya:37, Gömlek:53) 34 Nitekim Hüdavendigar vilayetine gönderilen bir telgrafta, Bursa'daki bir gurup Arnavut'un Sivas’a yerleştirilmek üzere Ankara yoluyla gönderilmeleri bildirilmiştir. (BOA. DH-ŞFR. 54-A357) 35 BOA, DH. KMS. Nr. 3980, Dosya: 55-2, Gömlek:50 36 Bir gazetede derneğin kongre ilanı vardır: “İçtimai umumi akdi mükerrer olduğundan bilumum Arnavut kardeşlerimizin kulübe teşrifini rica ederiz” (Mücahede, Sayı 60, 23 Haziran 1919).

Balkan göçmeni iskân olmuştur. Devlet de, bu fiili duruma göz yummuştur. Göçe zorlanan Ermenilerin önemli bir bölümü, 1918 yılının Ekim ayında çıkarılan bir kararname ile yeniden 37 Bursa’ya geri gelmeye başlamıştır. İşte sorun da bu geri dönüşle birlikte yaşanmaya başlamıştır. Çünkü Bursa’ya gelen Ermenilerin köy ve evlerinin bir bölümü, Balkan göçmenleri tarafından işgal edilmiş olduğundan, her iki taraf da zor durumda kalmıştır. Bursa’ya geri gelen Ermeniler, beş yıldır sürgün hayatı nedeniyle hem sağlık durumları, hem 38 ekonomik durumları Balkan göçmenlerinden daha kötüdür. Bu nedenle devlet, Ermeni ve Rum göçmenlerin ivedi olarak evlerine yerleşmesi için çaba göstermiştir. Nitekim Marmaracık köyü Ermenileri, 1918 yılı sonlarında geri geldikleri halde, evleri henüz göçmenler tarafından tahliye edilmediği görülmüştür. Sonuçta köye geçici olarak iskân olan Balkan göçmenleri ile köyün eski sakinleri olan Ermeniler arasında olaylar çıkmıştır. Hatta Ali Galip Efendi adlı birinin de ölmesi üzerine olaylar daha şiddetlenmiştir. Hükümet; Marmaracık köyüne geçici iskân olan Balkan göçmenlerinin ev ve arazilerini derhal tahliye ve 39 iade edilmesi konusunda emirler göndermiştir. Balkan göçmenlerin, yaşadıkları çok zor koşullar, ancak mübadil göçmenlerle birlikte iskân edilmesiyle son bulmuştur. Nitekim 1924 yılından başlayarak gazetelerde yoğun olarak bu 40 konuda ilanlar görülmüştür. Yine 1919 yılındaki Ertuğrul gazetesinde; "18 Ekim 1912 tarihinden önce Yunanistan'ı terk etmiş ve minel-kadim Yunanistan dışında bulunmuş olanların nazarı dikkatine" başlığı ile şunlar yazılmıştır: "Bu muhacir-i Müslüman kardaşlarımızın bir kısmı mal ve mülkleri yok bahasına feda ederek hicret etmiş ve bir kısmı 41 azami telef olmuştur.” II.B. Balkan Göçmenlerinin Sağlık Sorunları Diğer göçmen guruplarında olduğu gibi Balkan göçmenleri de, yıllarca yaşadığı topraklardan başka bir iklimin egemen olduğu bir yere geldiklerinde kolayca hastalanabilmiştir. Bu nedenle yaşanan her toplu göç olayından sonra yoğun biçimde salgın hastalıklar yaşanmıştır. Nitekim 93 Göçmenleri arasında çiçek, tifo ve diğer hastalıklar yaygın iken, Balkan göçmenlerinde ise daha çok kolera hastalığı yaygın olmuştur. Hatta bu salgın hastalık önceleri teşhis edilememiştir. Nitekim 10 Aralık 1912 tarihli bir arşiv belgesinde, Bursa'da dört göçmenin 42 bilinmeyen bir hastalıktan öldüğü yazılıdır.

37 Nitekim bir arşiv belgesine göre; "Cumartesi günü gelen Nihal vapuruyla 2.500 Bursa, Mudanya, Gemlik, Yeniköylü Ermeni ve Rum göçmeni, Mudanya ve Gemlik iskelelerine sevk edebileceğinden gerek merkez ve gerek mahallerince ona göre tertibat-ı lazıma icrasıyla hanelerine iskânları" emredilmiştir. (BOA DH. ŞFR. Dosya: 95, V.88) 38 Zor durumda olan fakir ve muhtaç Ermenilerin ihtiyaçları Belediye tarafından karşılanmıştır. Bu konuda Belediye kayıtlarında oldukça yoğun belge bulunmaktadır (KA, Belediye, E/9, no 109) 39 BOA DH. ŞFR, Dosya 95, Vesika 179 40 Gazetede; “1912 yılından önce göç eden veya minel kadim Yunanistan dışında mukim olup mübadeleye tabi olmayan 1912 yılından sonra Yunanistan’ın mübadeleye tabi aksamından göç edip mübadele edilen İslam halk, Yunanistan’daki malları ve emlâklerini ne şekilde tasarruf edileceği" konusunda işlem yapma gerektiği konusunda uzun bir yazı bulunmaktadır. (Hüdavendigar gazetesi, 3107, 20 Mart 1924) 41 "18 Ekim 1912 tarihinden mukaddem Girit dâhil olduğu halde, Yunanistan'ı terk etmiş olan Türk Müslümanların istihsal eyledikleri (...) emlâk ve kıymetlerini mübeyyin bir cetvelin acele tanzimi gerekli olmakla bu kabil eşhasın" (göçmen müdürlüğüne müracaat etmeleri istenmiştir.) (Ertuğrul gazetesi, 1 Ocak 1925) 42 Edirne’nin istilası üzerine göçmen durumuna düşen İpsalalı Tahsin’in babası yolculuk sırasında ölmüş, annesini de kaybetmiştir. (BOA, DH.İD, 40–2/76) Dahiliye Nezareti’nde Hüdavendigar Vilayeti’ne gönderilen (18 Şubat 1913) tarihli tezkire, H. Yıldırım Ağanoğlu, “Türkiye’de Göç ve Göçmen Meselesi”, İstanbul Üniversitesi SBE, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1999, s.125; (BOA, DH.İD.. Dosya:165, Gömlek:6)

Balkan Savaşı sırasında hava şartlarının olumsuzluğu, hijyenik şartlara uyulmaması gibi nedenlerden dolayı yerlerinden perişan bir şekilde çıkarılan göçmenler, daha yollarda bir çok bulaşıcı hastalığa yakalanmıştır. Bursa Belediyesi, şehirde yaşayan fakir göçmenlerin ücretsiz yıkanmaları için bir hamam tahsis etmiştir. Buna göre cumartesi günü Yeni Kaplıca sadece 43 göçmenlere tahsis edilmiştir. Belediye, göçmenlerin tüm sağlık giderlerini de karşılamaya 44 çalıştığı gözlenmiştir. Rumeli ve İstanbul’da yığılan göçmenlerin bir kısmı gerek Bursa'ya iskân edilmek gerekse Anadolu’nun diğer bölgelerine gönderilmek üzere, başta Gemlik, Mudanya, Edremit’in ılıca iskeleleri olmak üzere iskelelere sevk edilince; salgın hastalık belirlenmiştir. Nitekim Bandırma İskelesi'ne gelmekte olan göçmenler içinde hummaya benzer tifo. vb salgın hastalıklar olduğu ifade edilerek, göçmenlerin kaçmalarına izin verilmeden doğruca Bursa'ya 45 gönderilmesi i...


Similar Free PDFs