MÖHUK - Milletlerarası Özel Hukuk PDF

Title MÖHUK - Milletlerarası Özel Hukuk
Author ABC ABC
Course Milletlerarası Özel Hukuk II
Institution Istanbul Bilgi Üniversitesi
Pages 54
File Size 890 KB
File Type PDF
Total Downloads 50
Total Views 124

Summary

Milletlerarası Özel Hukuk...


Description

Milletlerarası Özel Hukuk

21.09.2018 Bir hukuki ilişkinin tüm unsurları Türkiye’de bulunuyorsa bu dersin konusu değil, yabancılık unsuru arıyoruz. MÖHUK m.1 – (1) Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı kararların tanınması ve tenfizi bu Kanunla düzenlenmiştir. Yabancılık Unsuru:

1.

2. 3. 4. 5.

- Kişi bakımından – taraflar: vatandaşlık yerleşim yeri, mutad mesken

- Yer bakımından – haksız fiilin gerçekleştiği yer, sicil yeri, işlemin yapıldığı yer, malın bulunduğu yer, ifa yeri, zararın meydana geldiği yer… - İrade – Seçilen Hukuk Kanunlar İhtilafı Kuralları (KİK) – çözüm üretmez hangi hukukun uygulanacağını gösterir. Amaç yeknesaklaştırmak. Soft law: herhangi bir kanun koyucunun devletin dahli olmadan, özel inisiyatiflerce hazırlanan, tarafların isterse katıldığı kurallar. Hard law: Devletlerin inisiyatifi ile yaptırıma sahip kurallar. Milletlerarası Usul Hukuku Milletlerarası Tahkim Yabancılar Hukuku Vatandaşlık Hukuku (yabancılık unsurunun tespitini yaparken yararlanıyoruz.)

Milletlerarası özel hukuk mülkidir, yani Türkiye’ye özgüdür. Milletlerarası genel hukuktan farklıdır. KİK Türleri:

-Milletlerarası -Bölgeler arası (eyalet/kanton) -Şahıslar arası (bir devlette belirli bir dine, ırka, mezhebe uygulanacak farklı hukuklar olabilir) -Zamanlar arası (kanunların zaman bakımından uygulanması) 24.09.2018

Kanunlar ihtilafı kuralları (KİK), hangi hukuka tabi olunacağını belirler. Ö. MÖHUK m.9 – (1) Hak ve fiil ehliyeti ilgilinin millî hukukuna tâbidir. > Bu bir KİK. 1. Bağlama Konusu: KİK’lerin düzenlediği özel hayat ilişkileri. Özel hukuk ilişkisi > Ö. Gaiplik, nişanlanma, boşanma…

Sayfa 1 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

2. Bağlama Noktası: Söz konusu hayat ilişkisinin hangi hukuka bağlandığını gösteriyor. Ö. ‘ilgilinin milli hukuku’. Lex fori: Uyuşmazlığın görüldüğü mahkemenin hukuku, hâkimin hukuku. Ö. Türk mahkemelerinde lex fori Türk hukuku. Mahkeme, içinde yabancılık unsuru olan bir özel hukuk ilişkisi önüne geldiğinde lex forinin KİK’leri uyarınca yani mahkemenin ait olduğu hukukun KİK’leri uyarınca o uyuşmazlık için yetkili hukuku tespit etmeye çalışır. Mahkeme yetkili hukuku bulacak, yani Lex causae(: uyuşmazlığın görüldüğü mahkemenin KİK uyarınca yetkili belirlediği hukuk). Lex causae

≠ yabancı hukuk = KİK uyarınca yetkili hukuk

Önemli olan hangi hukukun daha adaletli olduğu değil, o hukukun uygulanmasının milletlerarası özel hukuk hakkaniyetine uygun olmasıdır. Milletlerarası özel hukuk hakkaniyeti: 1. Taraf menfaati: Bir özel hukuk ilişkisinin taraflarının en çok ilişkide bulundukları, sıkı bir ilişkide bulundukları ve o hukukun taraflara uygulanmasının abes karşılanmayacağı hukukun uygulanması. 2. İşlem güvenliği: Bir ülkede yapılan işlemin diğer ülkelerde de geçerli olacağına dair haklı güven. 3. Öngörülebilirlik: Kanunda yazan “milli hukuk”, “taşınmazın bulunduğu yer hukuku” gibi tanımlar. 4. Düzen (devlet) menfaati: Toplum düzenini ve devletin menfaatlerini korumaya yönelik. 5. Milletlerarası karar ahengi: a. Dış karar ahengi: ö. Aynı boşanma davası İran’da da açılsa Türkiye’de de açılsa çözüm aynı hukuk olarak belirlensin. Yani Türkiye’de “milli hukuka tabidir” yazıyorsa, İran’da da “milli hukuka tabidir” yazsın. b. İç karar ahengi: ö. Hem miras davası hem soybağı davası var, o zaman sonuçları tutarlı olsun. 6. Hakkın aranmasında basitlik: anlaşılmasının ve uygulanmasının kolay olması

Bir hukuki işlemin geçerli olması için bir takım şekil şartları olabilir. MÖHUK m.7 – (1) Hukukî işlemler, yapıldıkları ülke hukukunun (LRA) veya o hukukî işlemin esası hakkında yetkili olan hukukun (Lex causae) maddî hukuk hükümlerinin öngördüğü şekle uygun olarak yapılabilir. Sayfa 2 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

Bu maddede bir hukuki işlemin şeklen geçerli olarak meydana gelip gelmediğinin hangi hukuka tabi olduğu düzenleniyor. LRA: Hukuki işlemin yapıldığı yer hukuku. Temel olarak işlem menfaatine hizmet ediyor. Ama bazen işlemin nerede yapıldığı hakkında sorunlarla karşılaşabiliriz. Hazırlar arasında yapılan işlemlerde böyle bir sorun olmayacağı aşikâr ama hazır olmayanlar arasındaki işlemlerde yani taraflar bir araya gelmemiş ve farklı ülkelerde yapılmışsa bu sorunlar doğuyor. Hukuki ilişkinin yapıldığı tek bir yer yok. > Her bir tarafın irade beyanında bulunduğu yerin o işlemin yapıldığı yer olarak alırız yani ben Türkiye’de imzalamışsam anlaşmayı benim yerine getirmem gereken şekil şartı Türk hukukuna, diğer taraf Fransa’da yapmışsa onun yerine getirmesi gereken şekil şartı Fransız hukukuna tabidir deriz. Lex causae: Hukuki işlemin esasına uygulanacak hukuk. Özellikle, işlem bir yerde tesadüfen yapılmış ise işlemin yapıldığı yer tarafların bilmediği bir şekil şartını içeriyorsa, tarafların istekleriyle uyuşmama ihtimali olacağından önemlidir. - Ya LRA ya Lex causae, ikisini birden aramıyoruz. Bir hukuki işlemin temsilci vasıtası ile yapılıp yapılamayacağı, temsilcinin yetkilerinin sınırı vs. gibi kurallar m.7 kapsamında değil. M.7 için önemli olan temsilci ile de yapılmış olsa şekil koşullarının yerine getirilmesi. Bazı hukuki işlemlere m.7 den ayrı düzenlemeler getirilmiştir, Ö. evlenme > evlenmenin yapıldığı yer hukukuna tabi. - Bir adi yazılı şekil şartı var bir de resmi şekil şartı var. Ö. Noter huzurunda yapılması aranıyorsa. Kıymetli Evrak: 1.QUIZDE SORULDU Kıymetli evrak, sıkı şekil şartına bağlı olan ve kıymetli evrak gücünü de bu şekil şartına bağlı olmaktan alır. TTK m.766-767 düzenlenmiştir > çek, bono, poliçe. Özel KİK var TTK ’da. BU KONUDA TTK HÜKÜMLERİNİ DİKKATE ALIRIZ MÖHUK M.9’U DEĞİL. TTK m.766- (1) Bir kişinin poliçe ile borçlanması için gereken ehliyet tabi bulunduğu devletin hukukuna göre belirlenir. Bu hukuk diğer bir ülkenin hukukuna göndermede bulunuyorsa, o hukuk uygulanır. (2) Birinci fıkrada öngörülen hukuk gereğince ehliyete sahip olmayan kişi, hukuku bakımından kendisini ehil sayan bir ülkede imza koymuşsa, orada olduğu gibi geçerli şekilde borçlanır. TTK m.767- (1) Poliçe ile yapılan borçlanmaların şekli, bu borçlanmaların imzalandığı ülkenin hukukuna tabidir. > LRA (2) Bir poliçeye ilişkin borçlanma, yapıldığı ülkenin hukuku uyarınca şekil bakımından geçerli olmamakla beraber, aynı poliçeye ilişkin sonraki bir borçlanmanın yapıldığı ülke hukukunca Sayfa 3 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

geçerli bulunursa, ilk borçlanmanın şekil bakımından geçerli olmayışı, sonraki borçlanmanın geçerliliğini etkilemez. > imzaların istik… prensibi: eğer cirantanın yaptığı işlem, yapıldığı yer hukukuna uygunsa ciranta o poliçe ile borçlanmış demektir. Her bir imza her bir işlem yapıldığı yer hukukuna uygunsa ondan önceki veya sonraki işlem geçersiz olsa bile o işlem geçerlidir. (3) Bir Türkün, yabancı ülkede poliçeyle borçlanması, Türk hukukunun gösterdiği şekle uygun bulunduğu takdirde, Türkiye’de başka bir Türk’e karşı geçerlidir. > Eğer bu Türk hukukuna göre geçerli ise, Türkiye’de başka bir Türk vatandaşı GK, TK, Dernek, Vakıf’a karşı Türkiye’de takibe koyabilirsin. Çek için TTK m.819 ila m.823 düzenleme var. TTK m.819- (1) Bir çekin kimin üzerine düzenlenebileceğini, çekin ödeneceği ülkenin hukuku belirler. Bu hukuka göre çek, muhatabın şahsı bakımından geçersiz sayılıyorsa, hukuklarının böyle bir nedenden dolayı geçersizliği öngörmediği ülkelerde, çek üzerine atılan imzalardan doğan borçlanmalar geçerlidir. TTK m.820- (1) Çeke ait borçlanmaların şekli, bu borçlanmaların imza edilmiş olduğu ülkenin hukukuna göre belirlenir. Bununla beraber, ödeme yeri hukukunun öngördüğü şekle uyulması yeterlidir. (2) 767 nci maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları da uygulanır > Türkler arasında düzenlenen istisna çek için de geçerli. Neden çekin ödeneceği ülke hukuku? Çünkü o banka ödemeyi yapacak. Eğer ödeme yeri hukukuna göre işlem geçerli ise düzenleme yeri hukukuna göre geçerli olmasa bile geçerlidir. Bono ve Poliçe > LRA – işlemin yapıldığı yer hukuku Çek > İmza yeri veya ödemenin yapılacağı yer hukuku 28.09.2018 Hukuki işlemlerin şekline uygulanacak hukuku ve kıymetli evraklara anlatılacak hukuku anlatıldı. Şahsın hukuku; kişi hallerine ve aile hukukuna ilişkin başlıklardan oluşur. Şahsın hukuku alanındaki bağlama noktaları: Bağlama Noktaları: 1.

Vatandaşlık (MÖHUKm.4) > Milli Hukuk

2.

Yerleşim Yeri

3.

Mutad Mesken

Sayfa 4 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

Vatandaşlık: bir kişinin mensubu olduğu, vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu devlettir. Buna milli hukuk diyoruz. Eğer bağlama noktası vatandaşlık ise bir takım problemlerle karşılaşabiliyoruz, kişinin vatandaşlığından kaynaklanan bir takım özellik ve problemlerde. MÖHUK Mm.4 bu bir takım problemleri düzenliyor. MÖHUK m.4 – (1) Bu Kanun hükümleri uyarınca yetkili olan hukukun vatandaşlık esasına göre tayin edildiği hâllerde, bu Kanunda aksi öngörülmedikçe; a) Vatansızlar ve mülteciler hakkında yerleşim yeri, bulunmadığı hâllerde mutad mesken, o da yok ise dava tarihinde bulunduğu ülke hukuku, b) Birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olanlar hakkında, bunların aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları hâlinde Türk hukuku, c) Birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olup, aynı zamanda Türk vatandaşı olmayanlar hakkında, daha sıkı ilişki hâlinde bulundukları devlet hukuku, uygulanır.

a) ‘vatansızlık’ : herhangi bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olmayıp, hiçbir devletin vatandaşı olmayan kişiler ‘mültecilik’ : bu kişiler kendi devletlerinden yakın, ciddi, ağır bir tehlike ile karşılaştıkları için başka bir ülkeye kaçmak durumunda kalan insanlar. Bu insanların zaten kendi devletleri ile bir sorunları oldukları için milli hukuk konusunda vatandaşı oldukları ülkenin hukukunu uygulamıyoruz. Bu kişiler için ‘yerleşim yeri hukukuna’ bakıyoruz. Eğer bu da yoksa ‘mutad mesken’ hukuku o da yoksa ‘dava tarihinde bulunduğu ülke hukukunu’ uyguluyoruz. -Doğum yoluyla bile vatansız kalmak mümkün –ne anneden ne de babadan kazanamama halinde- veya devletler vatandaşlarının vatandaşlıklarını kaybettirmesi mümkün olabilir veya yaptırım olarak vatandaşlığı kaybettirilebilir. Yani vatansızlık devletin tasarrufu ile ortaya çıkabilir. b) Bazı kişilerin de birden çok vatandaşlığı olabilir. Bu halde bu vatandaşlıktan biri Türk vatandaşlığı ise MÖHUK uyarınca bu kişilere Türk hukuku uygulanır. c) Birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olup bu vatandaşlıklardan hiçbiri Türk vatandaşlığı değilse, bu kişiler için bu kişilerin daha sıkı ilişki içinde bulundukları devletin hukuku milli hukukları olarak kabul edilir. Ö. (X), Malezya vatandaşlığını doğumla kazanmış ailesi orada ama Türkiye’de yaşamış, eşi Kanada vatandaşı olduğu ve orada yaşadığı için Kanada vatandaşlığına da sahip. Çocuğunun doğumunu, tatillerini vb. Kanada’da gerçekleştirmiş. Biz bu halde Kanada ile Sayfa 5 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

daha sıkı ilişki içinde bulunduğunu bu sebeple milli hukukunun da Kanada hukuku olduğunu söyleriz. Buna gerçek vatandaşlık da deniyor. > yerleşim yerine bakarız mutad meskenine, hangi devletin yükümlülüklerini yerine getiriyor (vergi vs.), ekonomik faaliyetlerini nerede gerçekleştiriyor… bunlara bakarak daha sıkı ilişki içinde bulunduğu hukuku tespit ediyoruz. Ö. Alman kadın ile Türk-Alman adam boşanıyor. Bunların boşanmasına uygulanacak hukuku eşlerin müşterek milli hukukudur. Eşlerin müşterek milli hukuku Alman hukuku ama MÖHUK m.4 düzenlemesinden dolayı Türk-Alman olan adama Türk vatandaşı muamelesi yapmak zorundayız. Bu sebeple müşterek milli hukuku yoktur deriz bu eşlerin aslında olsa da. Aslında bu düzenleme taraf menfaatine aykırılığa sebep oluyor. Yargıtay bu kişilerin müşterek milli hukukları yokmuş gibi davranıyor, doktrinde tartışmalı. *BU TARTIŞMA ÖNEMLİ SORUYU CEVAPLARKEN M.4 DEĞERLENDİRMESİNİ YAPARKEN DEĞİNMELİSİN. YANİ EĞER MÜŞTEREK MİLLİ HUKUKLARI VAR DİYECEKSEN M.4/1-B’YE RAĞMEN VAR DEMELİSİN YOKSA MADDEYİ BİLMEDİĞİNİZİ DÜŞÜNÜRÜZ. Yerleşim Yeri > Mutad Mesken: Diğer bir bağlama noktası yerleşim yeri. 5718s.K’da yerleşim yeri bağlama noktası olarak terk edilmiştir şahsın hukuku anlamında. Onun yerine mutad mesken alınmıştır. Sebebi kanunların yerleşim yerine karar vermesi, kişilerin iradesine bırakılmamış. Daha çok hukukun atfettiği bir kavram ve farklı hukuk sistemlerinde farklı yorumlanan bir kavram olduğundan bu değiştirildi. Ama yine de m.4’te vatansızlar ve mülteciler için kanun bakıyor yerleşim yerine. Mutad mesken, bir kişinin fiilen yaşadığı, hayat ilişkilerinin yoğun bir şekilde topladığı yer. Nerde çalışıyor, nerede vergi ödüyor, çocukların düzenli olarak aşılandığı ülke neresi… Yeni doğan bir bebeğin mutad meskeni var mıdır? Çünkü mutad mesken belli bir süre görece orada yaşamış olmayı gerektiriyor. Cevap vermedi. Sadece gerçek kişiler için mümkün, TK’ların mutad meskenleri yoktur. Zaman içinde vatandaşlık, yerleşim yeri ve mutad mesken kavramları değişebilir. Bunların değişmesi halinde hangi andakinin esas alınması gerektiği problemi ile karşılaşıyoruz. >Değişken ihtilaflar diyoruz bunlara. Kural olarak dava anındaki esas alınır. MÖHUK m.3 – (1) Yetkili hukukun vatandaşlık, yerleşim yeri veya mutad mesken esaslarına göre tayin edildiği hâllerde, aksine hüküm olmadıkça, dava tarihindeki vatandaşlık, yerleşim yeri veya mutad mesken esas alınır. Ö. Bir kişi evlenirken Alman vatandaşlığındaydı sonra Türk vatandaşlığına geçti. Türk vatandaşlığındayken boşanma davası açtı. Kanunda aksine hüküm yoksa MÖHUK m.14 – (1) Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek millî hukukuna tâbidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır. Sayfa 6 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

(2) Boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır. Bu hüküm ayrılık ve evlenmenin butlanı hâlinde de geçerlidir. (3) Boşanmada velâyet ve velâyete ilişkin sorunlar da birinci fıkra hükmüne tâbidir. (4) Geçici tedbir taleplerine Türk hukuku uygulanır. Ö. Bir kişi evlenirken Alman vatandaşlığındaydı sonra Türk vatandaşlığına geçti. Daha sonra evlenme ehliyetiyle ilgili bir sorun çıktı, bu halde hangi hukuk uygulanacaktır? MÖHUK m.13 – (1) Evlenme ehliyeti ve şartları, taraflardan her birinin evlenme anındaki millî hukukuna tâbidir. (2) Evliliğin şekline yapıldığı ülke hukuku uygulanır. (3) Evliliğin genel hükümleri, eşlerin müşterek millî hukukuna tâbidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır. ***Ö. Eşlerin müşterek milli hukukları yok biri Alman biri Türk, Türk olan eş Türkiye’ye dönüyor çocuklarını da alıyor okula yazdırıyor ve çalışıyor sonra da Türkiye’de boşanma davası açıyor. Şimdi burada eşlerin müşterek milli hukukları yok, peki müşterek mutad meskenleri var mı? O da yok, çünkü dava açıldığı tarihteki müşterek mutad meskeni arıyoruz ama Türk eşin mutad meskeni artık Türkiye. Boşanma davasının açıldığı tarihte artık müşterek bir mutad meskenleri kalmamıştır. BUNUN TESPİTİ ÖNEMLİ SINAVDA ÇOK ÇIKIYOR. Kanunda aksine hüküm olan haller var. Örneğin demin bahsettiğimiz evlenme ehliyet ve şartlarında evlenme anına bakıyoruz. Neden? Çünkü evlenme anındaki milli hukuka göre geçerli bir şekilde evlilik kurulur ya da kurulmaz. Sonra milli hukuk değiştiği için evlenmenin geçersiz hale gelmesi istenmez. Bunlara sabit bağlama kuralları diyoruz. (Diğer bağlama kurallarına değişken bağlama kuralları diyoruz). Sabit bağlama kuralına örnekler: MÖHUK m.15 – (1) Evlilik malları hakkında eşler evlenme anındaki mutad mesken veya millî hukuklarından birini açık olarak seçebilirler; böyle bir seçimin yapılmamış olması hâlinde evlilik malları hakkında eşlerin evlenme anındaki müşterek millî hukuku, bulunmaması hâlinde evlenme anındaki müşterek mutad mesken hukuku, bunun da bulunmaması hâlinde Türk hukuku uygulanır. MÖHUK m.16 – (1) Soybağının kuruluşu, çocuğun doğum anındaki millî hukukuna, kurulamaması hâlinde çocuğun mutad meskeni hukukuna tâbidir. Soybağı bu hukuklara göre kurulamıyorsa, ananın veya babanın, çocuğun doğumu anındaki millî hukuklarına, bunlara göre kurulamaması hâlinde ana ve babanın, çocuğun doğumu anındaki müşterek mutad mesken hukukuna, buna göre de kurulamıyorsa çocuğun doğum yeri hukukuna tâbi olarak kurulur.

Sayfa 7 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

KİK’lerle birlikte belirli bağlama kuralları getiriyoruz ‘milli hukukuna tabidir’ gibi. Peki, biz bu hukukların KİK’lerini de dikkate alıyor muyum? Ö. ‘milli hukukuna tabidir’ dedi ben de Lex causae olarak Fransız hukukunu belirledim, Fransız hukuku da KİK’leri ile lex causae’yı ‘mutad meskene’ göre belirledi, o zaman ben bir de mutad mesken hukukuna mı gideceğim? Ama bu sonsuza kadar da gidebilir. Atıf dikkate alınmalı mı ve alacaksam nereye kadar dikkate almalıyım? Atıf bazen hâkime kendi hukukunu uygulama şansı verebiliyor kendi hukukuna atıf yapıldığı halde. MÖHUK m.2/(3) Uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilâfı kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilâflarda dikkate alınır (MÖHUK m9 ila 18) ve bu hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır. Yani şahıs hukuku ve aile hukuku dışında bir kere gidiyorum, o hukukun KİK’ini dikkate almıyorum. Başka bir hukukun yetkili kılınması halinde bu hukukun maddi hukuk hükümleri uygulanır demek; yollanılan hukukun KİK’lerini uygulamayacağız demek, bir kere gideceğiz. Kanunun açık hükmü gereği atıf burada durur. Atıf sadece şahıs ve aile hukuku alanında dikkate alıyorum o da 1 kere gidilen hukukun KİK’ini uygulamamla duruyor. MÖHUK m.2/(4) Uygulanacak hukuku seçme imkânı verilen hâllerde, taraflarca aksi açıkça kararlaştırılmadıkça seçilen hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır. > taraflar hukuk seçimi yapmışsa bu hukuku uygularım. > Hukuk seçimi yapılan hallerde atıf uygulanmaz demek. Milletlerarası sözleşmeler atfı dikkate alınmıyor hiçbir zaman, direkt maddi hukuk kurallarını uyguluyor. Zaten milletlerarası sözleşmelerin amacı dış karar ahengini sağlamak atfa gerek yok. Şahsın Hukukuna dair KİK’ler: MÖHUK m.9 – (1) Hak ve fiil ehliyeti ilgilinin millî hukukuna (davanın açıldığı andaki) tâbidir. (2) Millî hukukuna göre ehliyetsiz olan bir kişi, işlemin yapıldığı ülke hukukuna göre ehil ise yaptığı hukukî işlemle bağlıdır. Aile ve miras hukuku ile başka bir ülkedeki taşınmazlar üzerindeki aynî haklara ilişkin işlemler bu hükmün dışındadır. (3) Kişinin millî hukukuna göre kazandığı erginlik, vatandaşlığının değişmesi ile sona ermez. (4) Tüzel kişilerin veya kişi veya mal topluluklarının hak ve fiil ehliyetleri, statülerindeki idare merkezi hukukuna tâbidir. Ancak fiilî idare merkezinin Türkiye'de olması hâlinde Türk hukuku uygulanabilir. (5) Statüsü bulunmayan tüzel kişiler ile tüzel kişiliği bulunmayan kişi veya mal topluluklarının ehliyeti, fiilî idare merkezi hukukuna tâbidir

Sayfa 8 / 54

Milletlerarası Özel Hukuk

Gerçek kişilerin ehliyeti:

> Hak ehliyeti – hakların ve borçların konusu olabilme ehliyeti, tam ve sağ doğum ile kazanılır. Ö. taraf ehliyeti > Fiil ehliyeti – işlem ehliyeti, hukuki işlemleri yapabilme ehliyeti. Ö. dava ehliyeti

MÖHUK m.9 genel ehliyet halini düzenliyor. Bazı özel ehliyet halleri de var, evlenme(MÖHUK m.12), vasiyet (MÖHUK m.20/5) ve evlat edinme ( MÖHUK m.18) gibi, bunlara bu düzenlemeler uygulanıyor. MÖHUK m.9/2 önemli bir hüküm. İşlem güvenliği menfaatinden bahsetmiştik, bir işlemin farklı ülkelerde farklı sonuçlar doğurmamasına yönelik menfaat. Bu işlem güvenliğinin korunması için bir takım önlemler alınması gerekiyor bu hüküm de buna yönelik. Ö. Bir İsveç vatandaşı 20 yaşında ve kendi milli hukukuna göre ehil değil yani tam ehliyetli değil. Türkiye’ye geliyor, bu kişi ile muhatap olan herkes (işlemin muhatabının Türk vatandaşı olmasını aramıyorum, Türkiye’de gerçekleşmesini arıyorum) bu kişinin ehil olduğunu düşünüyor. Eğer bir kişi işlemin yapıldığı yer hukukuna göre ehil ise o zaman bu hukuki işlemle bağlıdır. Kendisinin ehliyetsiz olduğunu söyleyerek hukuki işlemin geçersiz olduğunu ileri süremez. Ö. İran Şahının karısı Paris’te bir butikten alışveriş yapıyor ve borçlanıyor. Butik İran şeyh...


Similar Free PDFs