Title | YDS - YÖKDİL - YDT Sınavlarında Çok Çıkan 3000+ Temel Kelime |
---|---|
Author | Ertan Metin |
Pages | 24 |
File Size | 7.3 MB |
File Type | |
Total Downloads | 376 |
Total Views | 690 |
2020 © Ertan METİN ydstestteknikleri.com 1 YDS/ LYS-5 BASIC VOCABULARY LIST Bu listede yer alan kelimeler, geçmiş yılların YDS ve YDT sınavlarından seçilmiştir. A add = eklemek aid = destek, yardım add to = katkıda bulunmak aim = amaç, hedef, amaçlamak a couple of = birkaç added = ek a...
2020 © Ertan METİN ydstestteknikleri.com
1
YDS/ LYS-5 BASIC VOCABULARY LIST Bu listede yer alan kelimeler, geçmiş yılların YDS ve YDT sınavlarından seçilmiştir.
A a couple of = birkaç a good deal = oldukça çok a great deal of = büyük, çok miktarda a great many = çok sayıda a number of = birtakım a series of = bir dizi a variety of = çeşitli ability = yetenek abroad = yurtdışı absence = yokluk, var olmayış absolutely = tamamen, kesinlikle absorb = emmek, çekmek, yutmak abuse = istismar etmek academic = akademisyen acceleration = hızlanma accept = kabul etmek, kabullenmek acceptable = kabul edilebilir accepted = kabul gören access = erişim, ulaşım, erişmek accident = kaza accompany = eşlik etmek accomplish = başarmak, ulaşmak accomplished = başarılı accomplishment = başarı accordingly = benzer şekilde account = açıklama, ele alma, değerlendirme account for = açıklamak accumulate = birikmek accurate = doğru accurately = tam, doğru olarak accuse = suçlamak achieve = başarmak achievement = başarı acid rain = asit yağmuru acknowledge = kabullenmek acquainted with = aşina acquired = edinilmiş act = davranmak / perde / yasa act as = …olarak iş görmek acting = rol yapma action = eylem activist = aktivist, savunucu activity = faaliyet actual = asıl, gerçek actually = aslında acute = akut, şiddetli adapt = uyum sağlamak, adapte olmak, uyarlamak 2020 © Ertan METİN ydstestteknikleri.com
add = eklemek add to = katkıda bulunmak added = ek addicted = bağımlı addiction = bağımlılık addition = ekleme adequate = uygun, yeterli adherence = bağlılık adjustment = ayarlama administrative = yönetim admire = beğenmek, hayran olmak, hayranlık duymak, takdir etmek admirer = hayran admit = itiraf etmek, kabul etmek admit to hospital = hastaneye yatırmak admittedly = kuşkusuz adopt = edinmek, benimsemek adopt a law = kanunu yürürlüğe sokmak adore = taparcasına sevmek adult = yetişkin adulthood = yetişkinlik advance = ilerleme advanced = ileri advantage = avantaj adventure = macera adventurous = maceracı adverse = olumsuz advice = tavsiye advise = tavsiye etmek advisory = danışma advocate = savunucu affair = mesele, konu affect = etkilemek affectation = gösteriş afflict = dert açmak afford = parası yetmek afford value = kıymet görmek affordable = ekonomik, uygun fiyatlı, hesaplı afraid = korkmuş afterward = ardından against = -e karşı age = çağ, dönem / yaş ageing = yaşlanma ages = uzun süre aggression = saldırganlık aging = yaşlanma agree to = kabul etmek agreeable = hoş, makbul agreement = uzlaşma agricultural = tarımsal, zirai agriculture = tarım
aid = destek, yardım aim = amaç, hedef, amaçlamak aim to = amaçlamak air = havalandırmak air bag = hava yastığı air- breathing = hava emişli air pressure = hava basıncı aircraft = hava aracı, uçak airfare = hava yolu seyahat masrafları airline company = havayolu şirketi airport = havaalanı albatross = albatros align = uymak, uyuşmak alike = aynı, benzer alive = hayatta, canlı alkaline = alkali, baz all along = en başından allow = fırsat tanımak, izin vermek allowance = harçlık almost = neredeyse almost no = neredeyse hiç alone = yalnız, tek başına along = boyunca aloud = sesli alter = değiştirmek alternation = değiştirme altogether = tamamen amazing = şaşırtıcı ambition = hırs ambitious = hırslı ammonia = amonyak amount = miktar amphitheatre = amfitiyatro amuse = eğlendirmek amusing = eğlenceli analyze = çözümlemek, incelemek Anatolia = Anadolu anatomical = anatomik ancestor = ata ancient = eski, antik angry = kızgın animal = hayvan animal- rights = hayvan hakları animation = animasyon announce = duyurmak annoying = rahatsız edici annual = yıllık answer = cevap, cevaplamak Antarctic = Antartika anti = karşıt antiquity = antik dönem anxiety = kaygı
1
anxious = istekli apart = uzak, ayrı apologize = özür dilemek apparently = görünüşe göre appeal = beğeni, takdir / hitap etmek appeal to = hitap etmek appear = gibi görünmek, görülmek / ortaya çıkmak appearance = görünüş appetite = zevk appliance = cihaz applicable = uygun applicant = aday, başvuran kişi application = başvuru apply to = -e uygulamak appoint = atamak appointed = belirlenmiş appreciate = beğenmek, takdir etmek / keyfini sürmek appreciation = beğeni approach = yaklaşmak approve = onaylamak approximately = yaklaşık olarak April showers bring May flowers = Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir (Nisan yağmurları Mayıs çiçeklerini getirir) aquatic plant = su bitkisi architect = mimar architectural work = mimari eser arctic = kuzey kutbu area = alan, bölge argue = tartışmak, iddia etmek arise = ortaya çıkmak arise from = doğmak aristocracy = soylu sınıfı army = ordu, silahlı kuvvetler arousal = yükseliş arouse = uyandırmak, oluşturmak arouse interest = ilgi çekmek, ilgi uyandırmak arrange = (buluşma vs.) ayarlamak, düzenlemek arrival = varış arrive = ulaşmak, varmak art = sanat / resim arthritis = eklem iltihabı article = makale, yazı artifact = eser artisan = zanaatkar artist = ressam artistic = sanatsal artistically = sanatsal açıdan as a whole = bir bütün olarak as regards = … söz konusu ise ash = kül 2020 © Ertan METİN ydstestteknikleri.com
aspect = açı, yön assassin = suikastçi assassinate = suikast yapmak assert = iddia etmek, belirtmek assess = değerlendirmek assessment = değerlendirme assistance = yardım, destek associate with = ilişkilendirmek association = birlik assume = varsaymak asteroid = göktaşı astonished = şaşırmış astounding = şaşırtıcı astronomer = gökbilimci astronomical = astronomik astronomy = gökbilimi at all costs = her ne pahasına olursa olsun at close quarters = yakın mesafeden at last = sonunda at least = en azından athlete = atlet, sporcu atmosphere = ortam, atmosfer attach importance = önem vermek attack = saldırı, saldırmak attempt = çaba, teşebbüs, girişim, deneme / çabalamak, denemek attempt to = amaçlamak, çabalamak attend = katılmak attention = dikkat, ilgi attitude = tutum, tavır attract = çekmek attract = ilgi çekmek attract attention = dikkat çekmek attraction = beğeni, ilgi / turist çeken yer attractive = çekici attractiveness = çekicilik attribute to = -e bağlamak, … ile ilişkilendirmek audience = izleyici, seyirci, okur, takipçi aunt = teyze, hala author = yazar authority = otorite autmn = sonbahar autobiography = otobiyografi availability = bulunurluk, mevcut oluş available = elverişli, mevcut, ulaşılabilir, uygun average = ortalama avoid = kaçınmak, uzak durmak, sakınmak await = beklemek awaken = uyandırmak
award = ödüllendirmek aware = farkında, bilinçli away = uzakta awhile = bir süre
B baby = bebek back = arka taraf back and forth = ileri geri back up = desteklemek background = arka plan, zemin bad luck = kötü şans baked = pişirilmiş balance = denge, dengelemek balcony = balkon bald eagle = kel kartal ballad = halk şarkısı ban = yasaklamak banana = muz bank = banka barely = çok az barren = çıplak base = baz base on/upon = dayandırmak based on = …e dayanan, dayalı basic = temel basically = temelde basis = temel basket = sepet bat = yarasa battle = savaş battleship = savaş gemisi be about to = -mak üzere olmak be away from = -den uzak olmak be destined = kaderinde olmak be employed = bir işte çalışmak be home to = ev sahipliği yapmak, bulundurmak be late = geç kalmak be likely to = büyük ihtimalle be out of = dışında olmak be present = var olmak, bulunmak be threatened with = tehdit altında olmak be up against = mücadele etmek be up to = canı istemek be willing to = istekli olmak beach = kumsal bean = tohum, çekirdek bear = doğurmak
2
bear in mind = akılda tutmak bear upon = etkilemek beat = yenmek beauty = güzellik become = olmak, -e dönüşmek become acquainted with = tanışmak become extinct = soyu tükenmek bed = yatak beforehand = önceden begin (V2 began) = başlamak behave = davranmak behavior = davranış behaviour = davranış being = varlık belief = inanç, görüş believable = inandırıcı believe = inanmak believe in = inanmak bell = zil, çan belong to = ait olmak below = aşağıda below ground = yer altı beneficial = yararlı, faydalı benefit = fayda, yarar besides = ayrıca beyond = ötesine, ötesinde biased = taraflı bicycle = bisiklet bill = yasa billion = milyar binding = cilt biographer = biyografi yazarı biography = biyografi bird = kuş birth = doğum, ortaya çıkış birth rate = doğum yapma oranı bit = parça bite (V3 bitten) = ısırmak bitter = acı blame = suçlamak blend = karıştırmak blend into = uyum sağlamak, araya karışmak block = tıkamak, kapatmak blood cell count = kan hücre sayımı blow = esmek blow up = patlamak blue whale = mavi balina board = düz tabela boast = gururlanmak boat = kayık, gemi body = kurum bone = kemik boom = patlama, ani artış boot = bot border = sınır borrow = ödünç almak 2020 © Ertan METİN ydstestteknikleri.com
Bosphorus = İstanbul Boğazı boss = patron bother = zahmet etmek bottom = taban, dip bound = sınırlamak, çevrelemek brain = beyin brainless = beyinsiz branch = dal, şube brazier = mangal break (V2 broke) = kırmak break down = bozulmak break out = (savaş vs.) patlak vermek break through = aşmak, üstesinden gelmek break up = ayrılmak breathe = nefes almak breathing = nefes alma bridge = köprü brief = kısa, öz bright = aydınlık, parlak brightness = parlaklık brilliant = harika, zekice, zeki bring (V2 - 3 brought) = getirmek bring about = sağlamak, neden olmak bring back = geri getirmek bring down = azaltmak bring in = getirmek, sunmak bring sth. upon sb. = başına dert açmak bring together = bir araya getirmek bring up = yetiştirmek broad = geniş, kapsamlı broaden = genişletmek broken = kırık dökük bronze = bronz brush = fırçalamak brushing = fırça hareketi budget = bütçe build = inşa etmek, ev yapmak build upon = -e dayandırmak building = bina build-up = birikme built- in = dahili bull = boğa burn = yanmak burnt- up = yanmış bury = gömmek bus = otobüs bush = çalı business = iş, işletme businessman = işadamı bust = büst busy = meşgul, yoğun by any chance = bir ihtimal by means of = aracılığıyla by mere chance = şans eseri
C cactus = kaktüs calculation = hesaplama calendar = takvim call = … olarak adlandırmak / aramak / çağrı call attention to = dikkat çekmek call for = çağrıda bulunmak, ihtiyaç duymak calm = sakinleştirmek camera = fotoğraf makinesi cameraman = kameraman camouflage = kamuflaj camp = kamp campus = kampüs cancel = iptal etmek cap = şapka capability = yetenek capable = becerikli capable of = yapabilir capacity = yetenek capital = başkent capture = tutmak, yakalamak car = araba carbon = karbon care = bakım, ilgilenme care for = ilgilenmek career = kariyer carefree = kaygısız carefully = dikkatle careless = dikkatsiz carriage = taşıt carry = taşımak carry on = devam etmek carry out = yürütmek, gerçekleştirmek carve = oymak case = dava, durum catch = yakalamak, yetişmek catch up = kendini kaptırmak catch up with sb. = karşılaşmak cause = neden olmak, neden, sebep cautious = tedbirli cave = mağara cease = sona ermek celebrated = bilinen, anılan cell = hücre Celtic = Kelt central = merkezi, orta centre = merkez century = yüzyıl
3
certain = belirli / kesin, emin certainly = kesinlikle challenge = güçlük challenging = mücadeleci chamber = oda chance = fırsat, şans change = değişiklik, değişim / değiştirmek change into = dönüştürmek change somebody's mind = fikrini değiştirmek changeable = değişken channel = kanal, yönlendirmek characteristic = özellik characterize = karakterini şekillendirmek charming = çekici chase = kovalamak, izlemek cheap = ucuz check = kontrol etmek check-in = bilet kontrol cheetah = çita chief = ana childhood = çocukluk chimpanzee = şempanze choice = seçim choose = seçmek chop = kesmek Christianity = Hıristiyanlık chronic = kronik church = kilise circle = çember circumstance = durum, olay citizen = vatandaş city dweller = şehirli civil war = iç savaş civilization = uygarlık claim = iddia / iddia etmek clarity = açıklık class = sınıf, zümre classify = sınıflandırmak clay = kil clean = temiz / temizlemek clear = açık clear away = temizlemek clear up = ortadan kalkmak clearly = açıkça clerk = görevli, memur clever = zeki cleverness = zeka cliff = yar, uçurum climate = iklim climate change = iklim değişikliği climatic conditions = iklim koşulları climax = doruk noktası climb = çıkmak, tırmanmak clock = saat close = yakın / kapatmak clothes = giysiler, kıyafetler 2020 © Ertan METİN ydstestteknikleri.com
cloud = bulut, bulandırmak clue = ipucu, işaret clump = küme, yığın coach = antrenör coal = kömür coast = kıyı coconut = hindistan cevizi coımmunicate = aktarmak coin = sikke, metal para collaborate = işbirliği yapmak collaboration = işbirliği colleague = meslektaş collect = derlemek, toplamak collection = derleme collective = birlik, kolektif, ortak collide with = çarpışmak collision = çarpışma colonization = sömürgeleşme colony = sömürge colossal = devasa colour = renk combat = savaş, kavga combination = birleşim, karışım combine = birleşmek, birleştirmek come about = ortaya çıkmak come across = karşılaşmak come back = geri dönmek come close = yaklaşmak come into being = oluşmak, gerçekleşmek come into existence = ortaya çıkmak come out = ortaya çıkmak come to an end = bitmek, sona ermek come to light = gün yüzüne çıkmak come to terms = uzlaşmak, anlayışla karşılamak come true = gerçekleşmek come up = yükselmek comet = kuyruklu yıldız comfortable = rahat command = kumanda etmek, yönetmek comment = yorum commerce = ticaret commercial = ticari / reklam commission = komisyon / emretmek commodity = emtia, mülk, mal common = ortak, yaygın common ground = ortak zemin common view = yaygın görüş commonly = ortak olarak, yaygın olarak communicate = iletişim kurmak
community = topluluk company = şirket / destek compare = kıyaslamak comparison = kıyas compartment = vagon bölümü, kompartıman compel = zorlamak compete = yarışmak competition = rekabet, yarışma competitive = mücadeleci complain = yakınmak complaint = şikayet complete = bütün, tam / tamamlamak complex = karmaşık complexity = karmaşıklık complicated = karmaşık complication = sorun, engel component = bileşen, parça composer = bestekar, besteci composition = bileşim, bütünlük compost = çürümüş organik gübre compound = birleşik comprehension = anlama compression = özetleme comprise of = oluşturmak, içermek compulsive = zorunlu comtaminant = kirletici conceive = edinmek concentrate on = odaklanmak concentrated = yoğunlaşmış concept = kavram concern = endişe, kaygı mesele, uğraş, ilgi / ilgilendirmek concerned = endişeli concerned with = … ile ilgili concerning = … ile ilgili concert = konser conclusively = kesin olarak condemned = kınanan condition = durum, koşul, şart conditioning = koşullanma confer = görüşmek, sunmak confident = kendinden emin confine = hapsetmek confine oneself to = kendini sınırlamak confined to = sınırlı, kısıtlı confirm = doğrulamak conflict = çatışma confront = karşılaşmak, yüzleşmek confuse = kafasını karıştırmak congratulate = tebrik etmek connect = bağlamak connected = bağlı connection = bağlantı connection = bağlantı
4
conquer = fethetmek consecutive = art arda consecutively = art arda consequence = sonuç conservatoire = konservatuar conserve = korumak consider = … olarak görmek, …olarak düşünmek, dikkate almak considerable = büyük miktarda, çok, önemli, dikkate değer considerably = önemli ölçüde consideration = düşünce consist of = içermek consistency = tutarlılık consistent = tutarlı conspiracy = komplo conspirator = suikastçi, komplocu constant = sürekli constantly = sürekli olarak construct = yapılandırmak, kurmak construction = inşa consume = tüketmek consumer = tüketici contact = iletişim contain = içermek contemporary = bir döneme ait, çağdaş, güncel content with = memnun contest = karşı çıkmak context = bağlam, içinde bulunulan durum continent = kıta continental drift = kıta kayması continually = devamlı continue = devam etmek continuously = sürekli olarak contradict = çelişmek contrary to = aksine, tersine contribute = katkı yapmak, katkıda bulunmak contribute to = katkıda bulunmak contribution = katkı controversial = tartışmalı controversy = anlaşmazlık, tartışma convenient = uygun convention = standart, uzlaşım / toplantı conventional = geleneksel conversation = konuşma, diyalog conversation = sohbet convert = dönüştürmek convert to = dönmek, değişmek convey = aktarmak convince = ikna etmek 2020 © Ertan METİN ydstestteknikleri.com
convinced = ikna olmuş convincingly = ikna edici biçimde cook = pişirmek cooking = mutfak, pişirme teknikleri cool = soğumak cool off = soğumak cooperate = işbirliği yapmak cooperation = işbirliği cope with = başa çıkmak copy = kopya etmek, taklit etmek coral reef = mercan kayalığı corn = mısır corner = köşe correct = doğru correctly = doğru olarak correlation = bağlantı correspondent = muhabir corruption = yolsuzluk cosmic radiation = kozmik radyasyon cosmos = evren cost = mal olmak, maliyet, masraf cost dearly = pahalıya mal olmak costly = pahalı, masraflı costume = kıyafet cotton = pamuk count = saymak count on = güvenmek counterpart = akran country = kır, şehir dışı / ülke courage = isteklilik courageously = cesurca course = ders court = saha court musician = saray müzisyeni cover = (haber vs.) yazmak / kaplamak, kapsamak covered with / in = kaplı cow = inek crash landing = arızalı iniş create = oluşturmak, yaratmak creation = üretim, yaratma creative = yaratıcı creativity = yaratıcılık creature = yaratık credible = inandırıcı crew = mürettebat, tayfa crime = suç criminal = suç içeren / suçlu critic = eleştirmen critically = eleştirel olarak criticism = eleştiri criticize = eleştirmek crop = ekin, hasat cross = karşıya geçmek
cross- cultural = kültürlerarası crossroads = kavşak crow = karga crowd = kalabalık, insan topluluğu crowded = kalabalık crush = kırmak cultivate = yetiştirme cure = çare, tedavi, iyileştirmek curiosity = merak curious = meraklı currency = para birimi current = şu andaki curricula = müfredat curtail = engellemek, kısmak customer = müşteri cut = kesmek, biçmek cut down = kesmek cycle = döngü cycling = bisiklete binme
D daily = günlük olarak damage = hasar, zarar / zarar vermek danger = tehlike dangerous = tehlikeli dark = karanlık data = veri date = tarih date back to = … tarihine dayanmak dawn = şafak day-care = bakıcılık, kreş daylight = günışığı dead = ölü deadly = ölümcül deal with = … ile ilgilenmek, ele almak, başa çıkmak death = ölüm, vefat debate = tartışma / tartışmak decade = on yıl decay = yok olma, çürüme deceive = kandırmak, yanıltmak deception = kandırmaca decide = karar vermek decidedly = şüphesiz decision = karar decisive = kararlı, kesin declare = açıklamak decline = azalma, azalmak, çöküş, gerileme decrease = azalmak
5
dedicate = adamak deep = derin deepen ...