Laz Sözlü Kültüründe Cazi İnancı PDF

Title Laz Sözlü Kültüründe Cazi İnancı
Author I. Aleksiva Çağatay
Pages 5
File Size 246.8 KB
File Type PDF
Total Downloads 39
Total Views 880

Summary

tanura 2 ŘQE@MÓ KDJRHU@ *?Xô1ÀXJÃô)ÃJRÃPÃLBCô 18 !8ŗôŗ,,!' *ʀʗʇʉʀ tanura 2 L az sözlü kültürü incelemeye de- ğer pek çok malzeme içerir. Bun- lardan en ilginç olanlarından biri de Lazcada beregemşkidale (“çocukbo- ğucu”, bu kelime aynı zamanda cazi- nin kılığına büründüğü bir canlı olan doğaüs...


Description

tanura 2

ŘQE@MÓ KDJRHU@

*?Xô1ÀXJÃô)ÃJRÃPÃLBCô

!8ŗôŗ,,!'

18

*ʀʗʇʉʀ

tanura 2

L

az sözlü kültürü incelemeye değer pek çok malzeme içerir. Bunlardan en ilginç olanlarından biri de doğaüstü karakterler ve bunlara bağlı hikâye, masal ve memoratlardan oluşan sözlü edebiyattır.

Lazcada beregemşkidale (“çocukboğucu”, bu kelime aynı zamanda cazinin kılığına büründüğü bir canlı olan “tırtıl” demektir) olarak da anılırlar. Cazilerin ekseri erkek çocuklara musallat oldukları anlatılır.

Laz sözlü kültürü içerisinde “doğaüstü varlık” olarak tanımlanabilecek başlıca karakterler; cin/peri, germaüoçi/mûüoi üoçi, oburi/üaôüaôi ve cazidir. Her dört doğaüstü varlığa farklı bölgelerde farklı isimler verilir, bazen bir ismin en az iki tanesi için de kullanıldığı olmaktadır. Mesela öinüa Arhavi civarı için cinleri ifade eden bir kelime iken, Ardeşen’de germaüoçiye yakın bir varlık için kullanılır.

Farsça câdû “büyücü kadın, cadı” kelimesinden Türkçeye (Arapça zal harfiyle yazıldığı için Türkçede cadı ve cazı biçimleri ortaya çıkmıştır) ve oradan da Lazcaya giren cadi/cazi Lazcanın bütün diyalektlerinde kullanılan bir kelimedir. Muhtemelen cazi kelimesi kullanıma girmeden önce Yunancada aynı anlama gelen mangisa kullanılmaktaydı. Halen Trabzon Rumcasında mayisa [μάγισσα mágissa şeklinde yazılır] cadı demektir. Mangisa kelimesi günümüzde bile (Ardeşen diyalektinde) çocukların bahçeye girmesini önlemek için uydurulmuş bir tür öcü olan dida-mangisanın isminde yaşamaktadır.

Bu dört hayali varlıktan cinler ekseri değirmenlerde karşılaşılan, belli bir vücutları, fiziki yapıları olmayan, insan ya da hayvan şekline giren, ancak ayakları ters olarak tasvir edilen varlıklardır. İkinci karakter germaüoçi ise (Ardeşen’in dağ köylerinde öiüa), vücudu kıllarla kaplı, ormanda yaşayan bir tür “yaban adamı” şeklinde tasavvur edilir. Atina’da, bunun farklı bir varyasyonu olan üoncolozi ocak ayında denizden çıkan, iri yarı, kuyruklu, insanımsı bir varlıktır. Oburi/ üaôüaôi ise öldükten sonra borcu ya da alacağı olduğu için (ya da başka bir sebeple) hortlamış insan olarak tanımlanır.

-PCQGKSô7?ƃ?Pô ?WP?IR?P

İlk iki doğaüstü varlıktan farklı olarak cazi/cadi, karakter ve motif açısından daha oturmuş, daha somut bir inançtır. Cazi, bilinmeyen bir sebeple doğaüstü güçler kazanmış, ekseri yaşlı bir kadındır. Bununla birlikte ihtiyar erkekler de cazi olabilirler. Caziler üuüari/üoüalenéi/üanüuleéi ile yeni doğmuş bebeklerin ciğerlerini boğazlarından çıkarır ve bebeklerin ölümüne sebep olurlardı. Bu yüzden

Cadı inancı Avrupa’dan Japonya’ya kadar geniş bir sahada yaygındır. Bu geniş sahada cadılar, kara büyü yapan, bebekleri ya da yetişkin insanları öldürerek kalplerini ya da ciğerlerini yiyen genellikle kadın olarak tasvir edilen varlıklardır. Ortaçağ Avrupa’sında Engizisyon mahkemelerinde pek çok kadının cadı suçlamasıyla yakılarak öldürülüşü tarihi bir gerçektir. Doğu Karadeniz’de Trabzon, Rize ve Artvin civarındaki cazi inançlarının büyük oranda birbirleriyle örtüştüğünü ayrıca belirtmek isterim. 2011 bahar ve yaz aylarında Rize, Artvin, İzmit ve Yalova illerindeki Laz köylerinde yaptığımız derleme çalışmalarına göre, cazi olmuş insanlara bu hal Allah’tan gelirdi. Yeni bir doğum olduğu zaman cazileri uyku tutmaz, ille çocuğu boğup ciğerini ya da kalbini almak isterlerdi. Cazi olÛaxva - Guma 2011

19

tanura 2 muş ninelerin kendi torunlarını bile boğduğu sıkça anlatılmaktadır. Bir şekilde saldırısı önlenmiş olan caziler bu duruma çok kızarlar, çocuğun kanını bir ağaca sürerek “bu ağaç kuruyunca bu çocuk da ölsün!” diye kara büyü yaparlardı. Cazinin sığırlara ve özellikle buzağı ve keçilere musallat oldukları, gece inekleri sağdıkları da anlatılmaktadır. Caziler çeşitli hayvanların kılığına girebilirler. Bebeğin bulunduğu odaya girmek için ekseri örümcek ya da tırtıl [Lazcada tırtıla beregemşkidale denmektedir] kılığına bürünür, tahtaların delik ve aralıklarından geçerek, tavan aralarından, bacalardan, üeremuli/ülemurilerden sarkarak odaya girerlerdi. Odaya giren cazi tekrar eski haline döner, bazı anlatımlara göre, xuûuôali denen küçük bir zembille getirdiği bir tutam külü annenin gözüne serper (tolis mûuûa/mûveri mebğalu), böylelikle annenin derin bir uykuya dalmasını sağlardı. Anne uykuda iken de üuüari/üoüalenéi/üanüuleéi denen ucu eğri, demir bir çubukla çocuğun ciğerini ya da kalbini söküp alırdı.

başka bir kılıkta iken kılığına girdiği hayvana zarar verilirse kendisi de o kılıktan çıktığında aynı zararı görür, eğer kılığına girdiği hayvan öldürülürse kendisi de ölürdü.

dığı bu yolla da anlaşılabilirdi. Ayrıca cadılar bazen ellerinde çıngıraklar olduğu halde, gece domuza binip gezerler, derneklerine gider, mısır tarlalarına zarar verirlerdi.

Cazinin saldırısını önlemek için çocuk oxori denen ocak ve bacanın bulunduğu saldırıya nisbeten daha açık odalarda yatırılmaz, çocuğun beşiğinin bulunduğu odanın duvarları kontrol edilerek örümceğin bile giremeyeceği şekilde delikler kapatılırdı. Evin bütün kapı ve pencereleri de dualarla kilitlenirdi. Cazilerin dua ya da besmele ile kapanıp kilitlenmeyen kapı ve pencereleri açabildiğine inanılırdı. Çocuk, kırkını dolduruncaya kadar gece ya da gündüz hiçbir şekilde yalnız bırakılmazdı.

Anlatımlara göre cazileri yakalamak hemen hemen imkânsızdır. Onların ancak kılık değiştirdiklerinde ya da cazilik yaparken yakalanabileceğine inanılır. Caziler ağ, file gibi örgülerden özellikle korkarlar. Bir kişi kendisini ağla örterse cazi onu göremez. Eğer cazinin üzerine ağ atılırsa cazi kaçamaz ve yakalanır. Bu sebeple yeni doğan çocukların beşiklerinin ağla örtüldüğü, caziyi korkutmak için beşiğe ağ parçalarının bağlandığı da olurdu.

Caziden korunmak için bazı uygulamaların yapıldığı da kayıt altına alınmıştır. Bazı anlatımlara göre, okumasını bilen biri okuyup dualar ederek beşiği içine alacak şekilde bir daire çizerdi. Cazinin, odaya girse bile, bu dairenin içine giremeyeceğine inanılırdı.

ǴJHMBH¨E@JSÄQ¨HRD ¨GHy¨JTǍJTRTY¨JH ¨@yǵJK@M@L@X@M¨XDMH¨ CNƙ@M¨ÄKÇLKDQHMD¨DADUDXM¨JTRTQTMC@M¨A@ǍJ@¨bL@JTKh¨AHQ¨ @yǵJK@L@¨ATKL@¨HRSDƙHCHQ Cazinin saldırısına uğramış bebekler, ağız çevresinde kanlı bir köpük olduğu halde, sabah cansız olarak bulunurlardı. Caziler bebek ciğer ya da kalplerini gece mağaralarda toplanarak açık ateşte pişirip yerlerdi.

20

Eğer, cazi örümcek, kedi, köpek ya da

*ʀʗʇʉʀ

Caziler bir yerden bir yere gitmek için kalbur (onéoru), küp ya da süpürgelere (okosale) binerler, gözlerini yumup açtıklarında istedikleri yere varmış olurlardı. Caziler bu maksatla kullandıkları kalbur ya da küplerden bir şey yemezler, süpürgeleri kullanamazlardı. Bir kişinin cazi olup olma-

Cazilerin özel bir kazanda hazırladıkları bir tür ilacı (bazı anlatımlara göre insan dışkısını) koltuk altlarına sürerek uçabildikleri de yine rivayet edilir. Eğer bir cazinin yüzüne üç kez cazi olduğu söylenirse sırrı ifşa olur, caziliği biterdi. Aynı şekilde cazi olduğunu itiraf eden cazilerin de cazilikleri son bulurdu. Cazilerin koltuk altlarında ince, zarımsı bir tüy bulunduğuna inanılır, aynı şekilde kuyruk sokumlarında da gözle görülmeyen bir kuyruk olduğu, bu kuyruğun ancak suda ortaya çıktığı söylenirdi. Bu kuyruktan ötürü cazilere üudeloni “kuyruklu” da denir. Cazilerin suya atılsa bile suya batmadıkları inancı da vardır. Kuyruğu ve koltuk altındaki tüyleri ateşle dağlanan, usturayla kesilen caziler, cazilere özgü özelliklerini kaybederlerdi. Cazilikleri son bulan bu insanlar kısa zaman içerisinde ölürlerdi. Günümüzde, ekonomik ve sosyal olguların değişmesi ile birlikte cin,

tanura 2 germaüoçi, öinüa/öiüa, oburi/üaôüaôi gibi doğaüstü inançlar azalmıştır. İslam’ın bunlardan sadece cin inancını doğrulaması diğerlerinin yok olmasına ve kısmen de her birinin farklı özelliklerinin cin kavramına farklı motifler olarak eklemlenmelerine neden olmuştur. Buna rağmen, özellikle bu kültürel değişimin daha yavaş gerçekleştiği dağ köylerinde cazi inancı, diğerlerine nispeten daha sağlam muhafaza olmuştur. Bunun başlıca nedeni, halk arasında cazi olarak bilinen insanların sadece bir hikâyeden ibaret olmayıp, gerçek hayatta da var olmaları, onların bir tür “gizli toplumun/cemaatin” üyeleri olarak algılanmalarıdır. Görüştüğümüz pek çok insan, isim vermekten kaçınsa da, bir ya da birden çok caziyi tanıdığını beyan etmiştir. Bunların bir kısmı ölmüş, bir kısmıysa halen hayattadır! Geçmişte ve bu gün cazilerin bu denli somut ve hayatın içinde bireyler olarak algılanmaları, cazi inancını devam ettiren ana faktörlerden birisidir. İkinci faktör ise, hiç kuşkusuz ki, açıklanamayan yeni doğan ölümlerine ebeveyn kusurundan başka “makul” bir açıklama bulma isteğidir. “Sözlü kültürün gerçek arşivi kütüphaneler değil, insan hafızasıdır” aforizmasından hareketle Ardeşen’den derlediğimiz “yaşanmış” birkaç cazi memoratı eklemeyi konumuz için uygun buluyorum. Bunlar Ardeşen’in Timisvati, Muşüala, Nâğemi ve merkez mahallelerinden derlenmiş memortlardır. Sözlü gelenekte pek çok cazi masalı bir o kadar da memoratı bulunduğunu belirtmem gerekir. Ayrıca anlatıcıların bu olayların gerçekliğine kesinlikle inandıklarını da tekrardan hatırlatmak isterim.

1. Memorat: Ardeşen, Merkez Mahallesi (Azaüli) Ar, eveli, nusa şüimişi babaşi baba Acara içalişamûey. Üuçxete iûey - moyûey eveli, do motorite. Teraöepeşi enni wale ar oxori korûu. Dogigurun da? Teraöepeşi, huyti kon. Teraöepeşi enni wale do enni cile, başûa ar oxori korûu. Enişûe şüimi Sabiûişi baba oxori. Hekoti wulu berenape kuonunan. Acaraşa üoçi motori meüoreri na orûu, motori mewu. Motori cexedu, Arûaşenişa komoxûu. Idu, enni waleni na orûu bere coşüidu, enni başûanşi bereti idu coşüidu. Motori ceri doloxedu, motori ceri mendionu. Mu uşüun çi hani hikon onan. Idu, ûüu çi, “Ma amseri dido gofûi, dido gofûi”-ya çi. “E, so do so idi?”-ya uwvey. “So do so vidi, ar çoişa mendafûi motorite, a çoişa mendafûi. A zuğa korûu. Zuğa kogamafûi. Ar çoişa keşüafûi, didi çoişa. En megzani oxori ar tane bere korûu. Him cevoşüidi-ya. Ar do enni başûa ar oxori korûu”-ya. Himdo rametli badi ûüu-ya çi; “Vay Alla canuni alsun, ham üoçi bere cemişüidu. Aşüva hamuşi dulya vuxenarûui!?”-ya do naşüvey dulya komoxûey. Moxûeysi berepe muşi, curiti... A Sabiûişi cumana orûu, a Teraöişi. Eveli korûu e çona. 2. Memorat: Ardeşen, Timisvati Him, Alla ûarafinden iyerûu. Eveli, nusa bere koconcinay. Damtire muşi unüay da bere. Nusa dulyaşa ulun. E moxûusi bere ğureri. Ham bere mu ağodu, mu ağodu, mu ağodu? E doğuru, doğuru. Ar daa hişo dvağodeysi “Damtire süani bere mo nuûoçam”-ya uwvey. “E moy?” “Damtire süani bere mo nuûoçam”-ya çi, var acerey. Masumanişi nusa dulyaşa igzalu. Bere xolo nuûoçey. Biöiti do, bere muşiti do “ma üulbeûişa vulur, mendra yerişa vulur” dei gamaxûu igzalu. Eveli onéxeni viûurûitu. Onéxeni ôiéarina ewu. Heko möeşuy. Cowey nana muşi. Omweliti kodgun. Ar daa, bere usinapay haşo, “E bere şüimi, maxenen do mu ôa, Alla ûarafinden maxenen do mu ôa?! Muöo gamovanöare, muöo gamovanöare!”-ya do bere haşo obirams. Bere obiray, obiray, obiray... “Mu ôare, muöo gamovanöare? Muöo ôare?” Isinapamûuşani, bere muşi kocexûu cin, ôri muti oğoday die. “E nana şüimi-ya, ham macurani, masumani bere, mengere si gaxenerûu.” “Bere şüimi, ne ise ôici kocemçi-ya do komoxûi-ya, maxenen do mu ôa-ya, Alla ûarafinde cigeri işûaği maen do mu ôa, cigeri işûaği maen do mu ôa?!”-ya. 21

Hişo işûe, eveli iyerûu. Ûaxva - Guma 2011

tanura 2 3. Memorat: Ardeşen, Maxaûoba Eveli baba şüimiti oöopu, livadi. Eveli baba şüimi ğecişa goyûu. Abaşina livadepe, Maxaûoba. Içinderi ğeci kodoloxûu. Üollaur, baba şüimi avci rûu. Baba şüimi Abaşinaşi biöepe aüalaôarûey. Biöepe “A komexûi, mu iyen, gamamôiley livadi. Içindi hey doloxen”-ya. Üalivepeti korûu. “Üalivi miti mo doxedurtu do, ma mefûare”-ya. Abaşinaşi Mecidi hinişüala Talibi, wale Çibarişi wale na on livadepe üalivi kon. A saeûi daa kon limcişa. Baba şüimi, üullaur, mendulun. Hikole üowulun, mele mendulun. Hikole üowulun, mele mendulun, camûen. Soğuni, “Améika nciri doôa do aya yaûi mu asen?” Yavaş yavaşi kononûobu. Idu, ğeci na cexeûu kocoöopu. Ğeci cexen, lazuûi kunkoluy. Ar haşo keüiwedu-ya do, “Var-ya, mikti mikti do soğuni omöopi”-ya. “Ama mo miziûam, muyyen mo miziûam”-ya. “Ama milleûişi livadi gamaili do? Si ham so zirum do cexedur do livadi, gamailum?”-ya. “Si mo miziûam do, aşüva va movulur”-ya. Var uziûu baba şüimi, ama milleûi kogvapiney. Muyyen doûüvi, muyyen doûkvi, muyyen... Va ûüu. Sirrini satmadi. 4. Memorat: Ardeşen, Muşüala Ho, cazi coşüidu. Iyerûu. Içinamûeyti cazepe. Hasûeri hasûeri nisimadamûey. Him komşun, hasûeri kon, hisûeri kon. Üoçi korûu, nondi, cigeri, nondi ikumûes-ya, cigeri keşüuğamûes-ya. Rasûi moxûes-ya, be da! Daçxuri ogzes a zeni yeri do koüiüatey. Xut-aşi üoçi. Oxorza, komoli. Ogzes daçxuri. Him seri şüi tane bere doğuru. A üoçi xayvani çobani rûu do çadiri ikumûey eveli. Ar yeri, aûa, a zeni daçxuri ogzes-ya. Ham, daçxuri mot ogzun dei mendaxûey, çairluği oşüena. Idesi, boli xumalepe doey. Noüançxulepe mele mole kododvey. Cigerepe keodvey. Nondi, xumali cindo. Şüi tane cigeri öumûey. Iri na eçopu çendi. 3xaéxalamûu öumûu-ya. Rasûi moxûey. Mignapun ama esseşi Alla uşüun bere şüimi, ho. Zade ûaûli ayerûes. Seri var ancirerûes, cigeri ûaûli rûu. Nondite iûes gogağari, muöo’n va mişüun gogağari. Cazepe onéoru cexuneri goiûes-ya. Himute var anéorerûey kodvoüaçiüo. Himute goiûey. Mutu var imxorûey. Him, méxuli cubğamûey, urzeni cubğamûey do, him na cobğamûeyte gogağari, him yerişi var imxorûey. Himute çi goiûey.

22

*ʀʗʇʉʀ

5. Memorat: Ardeşen, Nâğemi Ma va mağodu do cuma şüimişi a bozomotina hişo ağodu. Him oxorzati karmaûe omkuşa mendaxûu. Şüuni çoi. Var. Yoxo va cevodvare... Karmaûe omkuşa mendaxûu. Seri cuma şüimişi oxorişa kodogutu. E dinciru. Cur tuteri’ni, sum oniti, cuma şüimi Memeûişi ilçideni bozomotina kocuncay. Him oxorzati dinciru. Öumanişi owedey, bere dinéxiri moğay ôicişa. Him oxorzati kuşüurûeyti ha hişo na orûu. Xoşi, mu uşüuran çi amseri hişo asen? Nusa bere owedusi, “huu, bere doğuru, bere doğuru!” Oxorza gamaxûu, imûu igzalu. Karmaûe-marmaûeti va mku. Ama him oxorza bere muşişiti a cur tane dvoğodu iûuran. Doğuru huy gogağari, cunaxçariti bieri? Tobesûafulla! E do uwvey, “Bena mo coşüidam, bena haşo mot ikum!” Guri bile kommalu da. Nusaşati guri kommalu, bere muşişati....


Similar Free PDFs